Özellikle okul döneminin başlamasıyla birlikte evlerde görülen en önemli problem alanları, çocuklarımızın sorumluluklarını yerine getirmeleriyle ilgili beklentilerimiz oluyor.
Ödevlerin hayatımıza girmesiyle fark ettiğimiz sorumluluk almanın temeli aslında çocuğun ilk gelişim dönemlerinden itibaren başlayan olumlu alışkanlık kazandırma yöntemlerimizle ilgilidir.
Farkındalığı yüksek, ihtiyaçlarının bilincinde bireyler yetiştirmek için çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren, yaşlarına uygun sorumluluklar vermeliyiz.
Bunlar el yıkama, diş fırçalama gibi temel kişisel bakım alışkanlıkları; oyuncak toplama, yatak düzenleme, giysi katlamayı da içeren ortak yaşam alanı sorumlulukları; kitap okuma, ödev yapma, okul eşyalarını hatırlama gibi akademik hayatını etkileyen sorumlulukları kapsayabilir.
Olumlu alışlanlıkların kazanılması ve bualışkanlıkların davranışa dönüşmesi için 21 günlük tutarlı bir takip sürecine ihtiyacımız vardır.
Bu süre içersinde çocuklarımızdan beklediğimiz davranışları öncesinde net, gerçekçi ve anlaşılabilir bir şekilde onunla paylaşmalıyız. Beklentileri belirledikten sonra, tablo gibi çocuğun da görsel olarak dikkatini çekecek yöntemlerle davranış takibi yapmalıyız ki böylece çocuğumuz kazanımlarının ve her geçen gün artan becerilerinin farkında olsun. İlk gün zorlandığı şeylerin, zamanla ve emekle kolaylaştığını görebilsin ve ilerde yapmayı hedeflediği şeylerin de zaman ve emekle üstesinden gelebileceğine dair inancı artsın. Takip sürecinde sadece olumlu davranışlara olumlu tepkiler vermeli, beklenen davranış yapılmıyorsa yeniden anlatmalıyız. Örneğin olumlu davranışla tablosuna bir gülen yüz ekleniyosa, davranış yapılmadığında orası boş bırakılmalı ve model olarak bu davranışı kazanmasına yardımcı olunmalıdır. Süreç içersinde bol bol pozitif olarak geri bildirimde bulunmak çocuğunuzun zorunluluktan değil sorumlulukla ve sevgiyle alışkanlık kazanmasına imkan tanır.
Kazandırmak istediğimiz alışkanlıkla ilgili bilgilendirirken öncelikle konuşma dilimizi olumluya çevirmeliyiz. Yani “odan dağınık olunca aradığımı bulamıyorum ve çok sinirleniyorum” gibi olumsuz duygu uyandıran bir cümle yerine, “odan toplu olunca işlerimi hızlıca bitiriyorum ve çok mutlu oluyorum” demek çocuğunuzun direnç oluşturmadan olumlu davranışı görmesini sağlar.
Alışkanlık oluştururken çocukların anlayabileceği, görülebilir ve hızlı sonuç veren bir noktaya dikkat çekmek daha etkilidir. Örneğin diş fırçalamakla ilgili “dişlerini fırçalamazsan dişlerin çürür” gibi, kısa vadede bir etkisi olmadığı için çocuğun anlamakta zorlanacağı bir açıklama yerine, “dişlerini fırçalayınca ağzın mis gibi kokuyor” demek hem somut hem de hemen elde edilen bir kazanım olduğu için çocuğunuzun motivasyonunu arttıracaktır.
Çocuğumuza tanıyacağımız fırsatlar ve bu süreçteki olumlu geri bildirimler ve desteğimiz sayesinde çocuğumuz daha özerk ve sorumluluk sahibi olması için gerekli temel alışkanlıkları kazanacaktır.